“Her şey inanmakla başlıyor”

2019 Ocak ayında Cenova Yayınları etiketiyle piyasalarda yerini alan “Derinden” adlı sıra dışı aşk romanının yazarı Banu Yüksel ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye geneli tüm D&R Mağazaları raflarına girdi. Kitap kısa süre içerisinde 2’nci baskıyla artık tüm seçkin kitabevlerinde…

Banu Yüksel ile özel yaşamını, mesleki kariyerini, kitabını ve yeni projelerini oldukça keyifli bir sohbetle bizlere anlattı. Yazar Banu Yüksel; “Her şey inanmakla başlıyor. Hayal ettiğimiz şeylerin gerçekleşebileceğine bu yüzden inanırsanız oluyor.” diyor.

-Çerkes bir aileden geldiğinizi biliyoruz. Geçmişe dönüş bu konuda neler söylemek istersiniz?
Rahmetli büyüğümüz Süleyman Seba’nın babası ile babamın dedesi amca çocukları. Soyadı kanunu zamanı farklı illerde olduklarından başka soyadları alarak hayatlarını devam ettirmişler. Şunu özellikle belirtmek isterim ki, Çerkes adetlerini tam olarak uygulayan bir aile ortamında büyüdüm. Mesela babamın yanında hiçbir zaman bacak bacak üstüne atmadım ya da uzanıp yatmadım. Bizim kültürümüzde bir odaya küçük ya da büyük kim girerse girsin herkes ayağa kalkıp kendisini karşılar. Gelen misafire ‘aç mısın?’ diye sorulmaz. Gelin ya da damat kayınpederinin yanında eşi ile konuşmaz. Belki biraz katı ama özü insana hürmet olan güzel kurallardır adetlerimiz.

-Nasıl bir çocukluk yaşadınız?
1975 doğumluyum. Dolayısı ile çocukluğum 80’li yıllara denk geldi. Özellikle yaz tatillerinde sokaklarda özgürce oynayabildiğim, eve girmemek için türlü bahaneler yarattığım, dokuztaş, yakan top ve isim şehir oyununda dereceler yaptığım masum ve kesinlikle çok mutlu bir çocukluktu.

-Çocukken hiç unutamadığınız komik ya da kötü bir anınız oldu mu?
Liderlik özelliğimden ötürü oyun kurucu bir çocuktum. 5 yaşında bile benden büyüklerin de dahil olduğu oyunlar yaratıyordum. Sanırım yaratıcılık o dönemden gelen bir özellikJ Bir gün mızıkçılık yaptığı için oyundan çıkardığım benden bir iki yaş büyük kızın annesi sokağın ortasında beni evire çevire dövdü ve taşla kafamı yardı. Düşünsenize bir anne kendi çocuğuna gösterdiği şefkatin derecesini artırabilmek adına başka bir çocuğa nefret saçıyor. Bu benim çocukluğuma ait en travmatik anıdır.

“İlgili tarihler arasında kapalıyız!”

-Eğitim ve Danışmanlık üzerine profesyonel hayatınızı inşa ettiğinizi görüyoruz. Sizleri bu konuda kutlarız. Bu zorlu maratona nasıl hazırlandınız?
Profesyonel hayatınız çok hızlı akarken kitap yazmaya cesaret edebilmek aslında çok ciddi bir risk. Ama tabi benim işimin de bir parçası bu. Yani hizmet verdiğim kurumların kurumsal risklerini tespit edip önlemler alınmasını sağlıyorum. Dolayısı ile bu durumu yönetebilmek adına işim ile ilgili her türlü konuyu halledip kalan zamanlarda (özellikle gece saat 21:00’den sonra) yazmaya çalıştım ki gecenin sessizliği bu konuda ciddi destek verdi banaJ Aslında bu süreçte çok komik bir anım var. 2018 yılı 30 Ağustos tatilini 31 Ağustos ve 1 Eylül ile birleştirerek kitabın en can alıcı yerlerini yazmaya karar vermiştim. Bu bilgiyi de esprili bir şekilde sosyal medyada paylaştım. ‘İlgili tarihler arasında kapalıyız!’ diye J Çünkü benim müşterilerimin çoğu sosyal medya takipçim. O günlerden birinde tam da çok can alıcı bir aşk sahnesini yazıyorum ki telefona bir mesaj düştü: ‘Hocam bizim ekteki swot analizi olmuş mu?’  diye. İlham ve konsantrasyon aniden kaçıverdi o anda…J

-Şu anda Eğitim ve Danışmanlık alanında neler yapıyorsunuz? Daha çok hangi konular hakkında bu hizmeti veriyorsunuz?
Kendi şirketim olan Banu Yüksel Eğitim, Danışmanlık ve Organizasyon adına hem devlet kurumlarına (özellikle üniversitelere) hem de özel sektöre yönelik yönetim sistemleri (9001,10002,14001,45001), stratejik planlama, kurumsallaşma, risk yönetimi ve kişisel gelişim farkındalığı eğitimleri ve danışmanlığı hizmeti vermekteyim. Ayrıca Türk Loydu ve Tüv Austria Türk Şirketleri adına da dış denetçilik ve eğitmenlik yapıyorum.

– Neden “Derinden”i kaleme alma ihtiyacı duydunuz?
Benim çocukluk hayalimdi kitap yazmak Çünkü sınıf içi kompozisyon yarışmalarında dereceye girerdim hep. Ama işin özü geriye bir eser bırakabilmek. Belki bir kitap, belki bir resim belki de bir proje. İçeriği ne olursa olsun insanlığa faydalı bir şeyler bırakarak göçmeli bu dünyadan. En azından benim inancım bu yönde…

-Kitabınızı ne kadar süre içerisinde olgunlaştırdınız. Kimler sizin yanınızda destek vererek motive etti?
Bu kitabın sonunu 4 yıl önce planladım. Yani nasıl biteceği en başından belliydi. Hatta kitabın bir şarkısı olma kısmını bile 4 yıl önce eğitim için gittiğim bir şehirde notere tasdik ettirmiştim. Sonra ara ara yazdım ve uzunca bir süre iş yoğunluğumdan durdum. Bu aşamada sosyal medyada kitaptan bazı kesitleri duyuruyor, ama bir türlü tam konsatre olup tamamlayamıyordum. 2018 Eylül gibi proje koçluğunu yaptığım devlet üniversitesinin bir Daire Başkanı ‘Sürekli sosyal medyada kesitler görüyoruz da bu kitabın bir metni var mı? Yazılmış 50-60 sayfası falan var mı mesela?’ deyince  çok mahcup oldum. Aslında farkında olmadan yarattığı bu olumsuz stres kamçı görevini görerek kitabın kalan kısımlarını iki ay içinde tamamlamama vesile oldu. Eşim senelerdir bu süreçte bana sürekli destek veren kişidir. İşimin yoğunluğu sebepli yazamadığım zamanlarda ‘Hadi birkaç sayfa yaz yorgunluğu bahane etme!’ diyerek yüreklendirmiştir. Bu arada kitabın son toparlanma aşamasında bir hafta kampa girdim. İzmit’te bir evimiz var sessiz sakin bir bölgede. Sağ olsun annem geldi yanıma ve yemek, temizlik gibi işlerin tamamını üstlenerek bir hafta boyunca hiç ses çıkarmayarak bitirmeme destek oldu.

-Derinden kitabınız kamuoyunda ve piyasalarda çok fazla ilgi görüyor. Özellikle Türkiye geneli hemen hemen tüm D&R Mağazaları raflarında yerini aldı. Neler hissediyorsunuz?
En büyük hayallerimden biri de kitabımı D&R gibi prestiji yüksek markaların raflarında görmekti. Çok şükür ki bu amacıma kısa zamanda ulaştık. Bu  inanılmaz bir gurur ve mutluluk.

“Kendimi Kitaptaki Bay Marcello’ya Benzetiyorum”

-Derinden kitabınızı ilk elinize aldığınızda neler yaptınız? Mutluluğunuzu ilk kimlerle paylaştınız?
Her şey inanmakla başlıyor. Hayal ettiğimiz şeylerin gerçekleşebileceğine inanırsanız oluyor. Bu sebeple ilk elime aldığımda hayalim şu an avuçlarımın içinde diye düşündüm ve çok entresan kitabı ben yazmamışım gibi hemen açıp okudum tekrarJ Tabi ki ilk olarak eşimle paylaştım bu mutluluğu.

-Derinden kitabının konusu yaşanmış gerçek bir hikâye mi?
Derinden Türkiye’deki tüm insanların gördüğü, şahit olduğu belki de yaşadığı bir hikayeyi içeriyor. Yani içindeki karakterler hepimizin tanıdığı ama isimleri farklı olan kişiler. Çok sorulduğu için söylemek isterim içerik benim hayatımdan bir kesit değil ama benim de çok yakinen bildiğim pek çok insanın kurgulanmış hikayesi.

-Kendinizi kitabın içindeki hangi karaktere benzetiyorsunuz? Ve neden?
Aslında karakterlerimin hepsi özel. Ama mutlaka birini seçmem gerekli ise Bay Marcello derim kendime. Çünkü sezgilerim çok güçlüdür ve acıtsa da hep gerçekleri söylerim karşımdaki insanlara. Çünkü gerçek dostluk bunu gerektirir.

-Türkiye’de ilk kez bir yazar kendi kitabı için söz beste yaparak bunu bir de seslendirdi. Sizi bu anlamda kutlarız. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Ben proje insanıyım. Yaptığım işlere hep bir farklılık katmayı tercih ediyorum. Örneğin; eğitimlerimin içine eğlenceli ve çarpıcı vakalar ve örnekler yerleştiriyorum ki akılda kalıcı olabilsin. O yüzden hem kalıcılığı sağlamak hem de ana kahramanın duygularını okuyuculara net olarak geçirilmek adına bu şarkıyı yapmaya karar verdim. Eşimle 2017 yılında gittiğimiz İsveç-Norveç tatili sırasında sokaklarda şehir keşfi yaparken çıktı bu şarkı aniden. Hatta unutmayayım diye video kaydı almıştım. Ham halinde bazı sözler değişik çünkü ilk aşamada besteyi oturtmaya çalışıyordum. Dönüş uçuşunda çok türbülans vardı. Sözlerini de o an sallantıdan etkilenmemek adına dikkatimi başka yöne çekme aşamasında tamamladımJ

Daha sonra şarkıyı kardeşim Cenk Yüksel‘e teslim ettim. Kendisi bildiğiniz üzere konservatuvar çıkışlı iyi bir sanatçıdır. Aranjesini yaptırıp, back vokallerini bizzat seslendirdi. Şarkının aranjesini bana bir gece saat 23:30 gibi gönderdiğinde en az 1 saat hıçkırarak ağladım. Çünkü üzerine henüz okunmamış hali bile çok çok güzeldi. Şarkının söz ve müziği bana ait olsa da içine ruhu üfleyen kendisidir.

-Şu anda Derinden şarkısı youtube’de 10 bin tıklara yükseldi. Bu hızlı artıştan memnun musunuz?
Şarkı kitaptan 2 hafta önce PurpleandMore Production tarafından (kardeşimin firması) dijital platformda yayınlandı ve ilk günden itibaren büyük bir ilgi gördü. Özellikle iş çevremdeki kişiler şarkı kısmına oldukça şaşırdılar. İlk günden beri çok iyi geri dönüşler alıyorum ve tıklanma sayısı arttıkça da evet çok çok mutlu oluyorum.

-Derinden adlı şarkıyı kitabınızla birlikte mi dinlemek gerekiyor? Doğru bağlantıyı okurlarınıza açıklayabilir misiniz?
Özellikle son iki bölümün şarkı eşliğinde okunmasını tavsiye ediyorum. Bu sayede şarkı ve kapak tam olarak anlam kazanacak okuyucularımız gözünde.

-Kitabın kapağı da çok ilgi çekti. Tasarım kime aitti ve nasıl oluştu?
Kitap kapağı da benim için çok özel bir çalışma. Çünkü tam olarak hayalimdeki kapak. Bu tasarımın sahibi de efsane Game Of The Thrones çizeri canım arkadaşım ünlü illüstratör Ertaç Altınöz’in imzasını taşıyor. Kapağın içeriği kitap okunduktan sonra daha net oturacak kafalarda. 

“Okurların Kalbine Girebildim”

-Kitabınızın 2.baskısı 5 Şubat’ta çıkıyor. Duygularınızı alabilir miyiz?
Eserime güveniyordum ve ilk baskının satılacağını da düşünüyordum ancak bu kadar çabuk ikinci baskıya geçebileceğimizi de hayal etmemiştim doğrusu. Okuyanlardan geri dönüşler oluyor ve her dönüşü sosyal medya hesabımdan yayınlıyorum. Ağlayanlar var çokça. Gözlerindeki yaşlı görüntüyü gönderiyorlar mesela. Hala etkisinden kurtulamayıp tekrar okumak istediklerini belirtenler de var. İçinde kendi tanıdıklarını ya da hikayelerini bulanlar ise en büyük çoğunluğu oluşturuyor. Bunlar çok mutluluk ve gurur verici konular tabi ki. Demek ki hedeflediğim duyguları geçirebilmişim okurlarımıza. Okurlarımın kalbine girebildim. Umarım ilerleyen süreçte daha pek çok baskılarını görebiliriz.

-Sosyal yaşamda Banu Yüksel neler yapıyor? Sinema, tiyatro, yürüyüş vs.
Eğitimden asla vazgeçemeyen biriyim. İş tempom sebepli yüksek lisansımı 2014 yılında tamamlayabildim. Birkaç sene içinde doktora yapma düşüncem var.  Ayrıca İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 3.sınıf öğrencisiyim. Eş zamanlı olarak Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Aşçılık ön lisans bölümünden 2019 yılı bahar döneminde mezun olacağım.

Tiyatroya gitmeyi çok seviyorum. Özellikle Mahşer-i Cümbüş oyunlarını takip ediyorum. Tabi ki sıkı bir kitap okuruyum. Yürüyüş ve spor kısmına son yıllarda vakit bulamıyorum ama çok ciddi ihtiyacım var bu netJ Eşimle birlikte Türkiye ve Dünyadan çeşitli şehirleri ve ülkeleri gezmeye çalışıyoruz fırsat buldukça.

Bu arada yıllardır Türkiye genelindeki ihtiyaç sahibi insanlara ulaşarak bu ihtiyaçların karınca kararınca giderilebilmesi adına dost ve arkadaşlarımı da organize ederek yardımlar yapmaya çalışıyorum. Çünkü inanıyorum ki verdiğinden daha fazlası dönüyor ve bu bir karma aslında.

– Burcunuz nedir? Burçlara inanır mısınız?
Yengeç burcuyum. Burçlarla çok ilgili olmasam da duygusallık kısmı var sanırım ve bu kısmı  tam olarak uyuyor. Özellikle eski Türk filmlerinde hala çok ağlarım. Yeni jenerasyon dram türündeki sinema filmlerine giderken hep paket selpak alırım yanıma ve çok ciddi ağlarım içimi çeke çekeJ

-Derinden kitabından sonra yeni bir projeniz daha olacak mı?
Evet kafamda bir proje var ve yine bir kadın hikayesi olacak. Her kesimden kadının hikayesini anlatmaya devam edeceğim gibi görünüyor ömür yetip şartlar elverdikçe.

-2019 yılı için kamuoyuna vermek istediğiniz bir mesajınız olacak mı?
2019 yılının barış yılı olmasını istiyorum. Çünkü buna gerçekten tüm Dünya’nın ihtiyacı var. Barışın olabilmesi için de öncelikle insanların kendi iç dünyası ile barışması gerekiyor. Kendisi ile barışan insan çevresi ile de barışır ve bu bir domino etkisi gibi herkese ve her şeye yansır. İlaveten

hayallerimizden asla vazgeçmeyelim, tüketen değil üreten bireyler olalım.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir